Fakültemiz tarafından düzenlenen “Gençlerle Gönül Gönüle” adlı konferans, 23 Mayıs 2014 Cuma günü fakültemizin konferans salonunda gerçekleştirildi.
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kara tarafından verilen konferansa, Fakülte Dekanımız Remzi Kaya’nın yanı sıra öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı. Konferans öncesinde Kutlu Doğum Haftası kapsamında “Hz. Peygamber ve Samimiyeti” konulu makale yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi.
Dekanımız Prof. Dr. Remzi Kaya’nın açış konuşmasının ardından başlayan konferansın konusunun gönül merkezli yani insan merkezli olduğunu aktaran Prof. Dr. Mustafa Kara, gönülün insanda bulunan bir kurum olduğunu ve bu yüzden de konuya insanı anlatarak başlayacağını ifade etti.
İnsan kelimesinin sözlükte iki anlamı bulunduğunu söyleyen Kara, “Arap dilcilere göre insan kelimesi iki ayrı anlam içermektedir. Bu anlamlardan ilki nisyan kökündedir ve unutmak anlamındadır. Yani bu anlamından insanın unutan bir varlık olduğu anlamı çıkar. Diğeri ise, ünsiyet kelimesinden gelen dost anlamıdır. Bu anlamına göre insan dostluk kurabilen, dostluğu yaşatabilen ve Allah’a dost olan bir varlıktır. Böyle iki kanadımız var. Bu iki kanat ile uçuyor insan. Birinci kanat nisyan yani unutan tarafı. İkinci kanat ise, ünsiyet dost olan tarafımız” dedi.
İnsana hem unuttuklarını hatırlatacak hem de dostluğun yolunu açabilecek bir yol gerektiğini ifade eden Kara, şunları söyledi:
“Bu yol ile ilgili de rehberler gerekiyor. Bu rehberler konusunda size 3 kitaptan bahsedeceğim. Bu kitaplardan birincisi Hz. Allah’ın kitabı, ikincisi Hz. Resulullah’ın kitabı, üçüncüsü ise, Hz. Halifetullah’ın kitabı. Bu kitaplardan ilkinin ve ikincisinin ne olduğunu herkes anlamıştır. Ancak üçüncü kitap nedir diye soranlar olabilir. Bu kitaba Hz. İnsanın kitabı da denilebilir. Hz. İnsanla âlimler, mütefekkirler, sanatkârlar, düşünürler ve filozoflar kastediliyor. Bunlar aslında Allah’ın bize açtığı lütuf kapılarıdır. Bir an için bu âlimlerin kitaplarının olmadığını düşünelim halimiz perişan olurdu. Dolayısıyla bu büyük insanlar bizler için muhteşem ve mübarek rahmet kapılarıdır.”
İnsanoğlunun bir başka boyutunun da medeniyet meselesi olduğunu belirten Mustafa Kara konuşmasına şöyle devam etti: “Medeniyet kelimesi hem din kelimesi hem de medine kelimesi yani şehir kelimesi ile akrabadır. Hz. Âdem’den bugüne yeryüzünde kurulan ve insanoğlu tarafından gerçekleştirilen organizasyonların en büyüğü medeniyettir. Dünyanın değişik yerlerinde yüzyıllarca yaşayan devletler ve imparatorluklar kurulmuştur. Ancak bunların en büyüğü medeniyettir. Çünkü medeniyet bu şehirlerin ve imparatorlukların hepsini kapsamaktadır. Bu organizasyonun gerçekleştirilmesinde 3 tane temel adım vardır. Bu adımlar ilim ve irfan, fikir ve felsefe ile güzel sanatlardır. Bunlar medeniyetin olmazsa olmazlarıdır. Bu bir hareketin medeniyet olabilmesi için bu üç dalda da bir numara olması gerekir. Tarihteki medeniyetlere bakıldığı zaman bu üç dalda da bir numara oldukları görülür.”
Konferans, Dekanımız Remzi Kaya tarafından Prof. Dr. Mustafa Kara’ya plaket takdim edilmesinin ardından sona erdi.