Fakültemizde 10 Aralık 2015 tarihinde İlahiyatçı Yazar Ahmet Bulut tarafından “Namaz ve Diriliş (Kur’an’la Yaşam) konulu bir konferans verildi.

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan konferansta İlahiyatçı Yazar Ahmet Bulut, yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de 5 vakit namaz kılanların oranının yüzde 30’u geçmediğini söyledi. Bulut, “Garip bir durum ama yüzde 99’u Müslüman olan şu güzel vatanımızda 5 vakit namaz kılanların oranı yüzde 30’u geçmiyor. En iyimser anket sonuçlarında elde ettiğimiz sonuç bu” dedi. Bulut, “Namaz kılan yüzde 30’un tadili erkânı ne durumda diye sormamız gerekiyor. Buna baktığımızda bizim semte hiç uğramadığını görüyoruz. Biraz daha ileriye götürürsek Rabbimizin hedef gösterdiği bizi fuhşiyattan ve münkerattan alıkoyacak, hayatımıza yön verecek, hayatın tamamını salat’a çevirecek bir namaz gündemimizin neresinde diye sormamız gerekiyor. Henüz daha çok uzağımızda” diye konuştu. İnsanların günümüzde hayatlarına Rabblerini karıştırmadığını anlatan Bulut, şunları söyledi:

“Camide veya seccadenin üzerinde Rabbimizle ne kadar beraberiz bilmiyorum ama caminin ya da seccadenin bir adım ötesine gittiğimizde hayatımıza Rabbimizi karıştırmıyoruz. Böyle bir sıkıntımız var. Seccademize varis olacak nesiller yetiştirme noktasında ne kadar hassasız? Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bir imam hatip okuluna gittim. 600 öğrencinin olduğu salondaki çocuklara kimlerin anne veya babaları tarafından sabah namazına kaldırıldıklarını sordum. 600 çocuktan 25 tanesi parmak kaldırdı. İşin ne kadar ciddi olduğunu çok net karşımıza çıkıyor. Peygamber Efendimize Pazartesi günü peygamberlik verildi. Salı günü Cebrail Aleyhisselam geldi ve namaz ve abdesti öğretti. Müminler miraca kadar 2 vakit namaz kıldı. Miraç ile 5 vakit tescillendi. Bir daha da ömrünün sonuna kadar ne yolculuk ne hastalık ne de savaş namazla arasına girmedi.”

Namaz kılmamanın temelinde yatan 3 sebep

Yapmış olduğu çalışmalar neticesinde namaz kılınmamasının altında yatan 3 neden tespit ettiğini ifade eden Bulut, “Bugün ne oldu bize ki Türkiye’deki Müslümanların yüzde 70’i namaz kılmıyor. Yaptığımız çalışmaların sonucunda gördüm ki namaz kılmamanın temelinde 3 sebep yatıyor. Bunlardan biri imanımızda problem olmasıdır. Elbisemizin eskidiği gibi imanımız da zaafa uğramış. Daha da temele inersek iman ettiğimiz Rabbimizi tanımadığımız ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.

Bulut şunları ifade etti:

“En temel noktada problemimiz var. 2 yıldır okullara gidiyorum. Geçtiğimiz günlerde fen lisesi öğrencilerine verdiğim bir konferansın ardından çocuklar yanıma geldi. İçlerinden biri ‘Hocam ben kendimi ateist zannediyordum. Ben de dindarım galiba. Sizin anlattıklarınızdan sonra içim kıpır kıpır etti. Nereden başlayacağım’ diye surdu. Bilmiyor. İhlas suresini Ayetel Kürsi’yi, Haşır suresini, Esmaül Hüsna’yı söyleyebilecek kişi sayısı yok denecek kadar az. Günümüzde Rabbiyle tanıştıramadığımız çok kimse var. Rabbiyle arası açık olunca Rabbinden gelecek emirlerde ona bir yük haline geliyor. İkinci olarak namaz bilincimizde ve şuurumuzda bir eksikliğimiz var. Namaz deyince aklımıza sırtımıza bir yük, bir angarya gibi geliyor. Hatta aklı başında bildiklerimize bile namaz aradan çıkarılması gereken bir vazife gibi geliyor.”

En büyük zikir namazdır

Bulut, Türkiye’de Ramazan ayında camideki cemaatin vaktinin 4’e indiğini belirterek,  “Akşam namazında kimsecikleri bulamazsınız. Herkes iftar derdindedir. İftar sofralarında Müslümanların dilinde olan meşhur bir cümle vardır ki o da  ‘şu namazı aradanbir çıkaralım da ağız tadıyla bir yemek yiyelim’dir. Resullulah olsa ‘Sofra hazırken namaza durmayın. Çıkarın sofrayı aradan. Ağız tadıyla bir namaz kılın’ derdi” diye konuştu. Namazın ruhun gıdası olduğunun altını çizen Bulut, “Fiziki bedenimizin yemeye- içmeye veya havayı teneffüs etmeye ne kadar ihtiyacı varsa ruhumuzun da namaza o kadar ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

Bulut şöyle devam etti:

“Sonuç olarak insanların Rabbi ile arası açılınca ve ruhunun gıdasını vermeyince çağımızın haz ve hız asrında stresten ve bunalımdan deliriyolar. Rabbimiz bir ayeti kerimede ‘Namaz için en büyük zikirdir’ buyuruyor. Rabbimizin en büyük zikir buyurduğu namazı biz sırtımızda bir yük haline getirdiğimiz için ruhumuzu aç bırakıyoruz. Bugün çağımızın en büyük problemleri arasında bu yer alıyor. Birgün tıp fakültesindeki hocalarımızla hasbıhal ederken yardımcı doçent olan dahiliyeci bir hocamız bana Türkiye’de en çok yeşil reçete yazılan bir ilin adını verdi bana. O şehre baktığımda gördüm ki namazda dip yapmış, yok denecek kadar az. Oruç semtine bile uğramıyor. Kızlarımızın üzerindeki örtünün kumaşı 150 gramı geçmiyor. O ilimizde bir tane hafızlık Kur’an kursu yok.  En çok yeşil reçeteli ilaçlar da o ilimizde yazılıyor. Doğrudan namazı işaret eden 103 tane ayeti kerime var. Efendimizin hayatını incelediğimizde hayatının merkezinde namaz olduğunu, aralardaki boşlukları ise diğer işlerle doldurduğunu görüyoruz. Nisa Suresi 101,102 ve 103. ayetlerde karşısında 3 misli düşman ordusu varken, 300 kişilik Ashabı Bedir’in namazı cemaatle kıldığını görüyoruz. Bedir’de namaz hem de karşılarında 3 misli düşman varken cemaatle kılınırsa, bugün bizim mazeretimiz bizim namazı kılmamaya ne bahane olabilir? Üçüncüsü ise namaz kılmayı bilmemektir. Gerçekten namaz kılmayı bilmeyenler var. Birgün Yazar Abdurrahman Dilipak bana bir hikaye anlattı. Üniversitede bir bölüm başkanı öğretim üyesi hiç namaz kılmamış. Bir yakını vefat etmiş. Cenaze namazına katılacak. Karizma çizilmesin diye camiye girecek ama abdest nasıl alınır, namaz nasıl kılınır bilmiyor. Dilipak’a soruyor nasıl abdest alınır, nasıl namaz kılınır diye. Gerçekten de 2 yıldır Namaz Gönüllüleri Platformundaki hocalarımızla nesillerimizi tanıyoruz. Gördük ki namaz kılmayı bilmeyen binlerce kardeşimiz var.”

Konferansa fakültemiz öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı.

 

10 Aralık 2015, Perşembe 1933 kez görüntülendi